Bedenimiz en iyi pH değeri alkaline olduğu zaman çalışıyor. Tüm pişmiş yemekler alkaline değeri düşük, asiditesi yüksek gıdalardır. Diğer bir nokta ise bitkilerin enerji dönüşümü. Bitkiler su, hava, güneş ve topraktan belirli besinleri fiziksel maddeye dönüştürürler. Bu geçişte enzimler büyük rol oynuyor. İnsanlar da gıdalardan ihtiyacı olan enerjiyi alır. Canlı yaşayan besinler sindirim için gerekli enzimleri sağlıyor. Dolayısıyla çiğ beslenme şeklinin en önemli getirileri 8 maddede şöyle sıralanabilir.
2. Fazla kilolardan kurtarıyor ve vücudun kendi öz yapısındaki vücut kitle endeksini buluyor.
3. Pişirilmiş yiyeceklerle besin değerlerini kaybetmek yerine, raw food ile vücuda alınan enerjinin yüksek olması nedeniyle gençliğin devam etmesi sağlanıyor hatta yaşlanma yavaşlatılıyor. Aynı zamanda da bazı yaşlılık belirtilerinin geriye dönüşümü hızlandırılıyor.
4. Ciltteki lekeler azalıyor. Pigment hücreleri yenileniyor böylelikle saçlar parlaklık ve canlılık kazanıyor. Ciltteki kırışıklıklar azalıyor.
5. Sindirim sistemini yormayan enerji değeri yüksek besinlerden ve su yüzdesi yüzde 70’lerde olan çiğ beslenme şekli, karaciğeri ve böbrekleri desteklediğinden kronik hastalıkların önlenmesinde önemli rol oynuyor.
6. Sağlıklı bir uyku döngüsü ve sabah uyandığımızda dinç bir bedene sahip olmayı sağlıyor.
7. Besinler canlı tüketildiğinde doyma hissinin daha çabuk gelmesinden dolayı, pişmiş besinlerden daha az tüketiliyor.
8. Başlı başına kendimiz, komşumuz, dünyamız ve canlı olan her şeye saygı duymamız için bir temel hazırlıyor. Aklınıza gelen tüm sebzeler, meyveler, kavrulmamış kuruyemişler, baharatlar ve saf zeytinyağı çiğ besinlerin yıldızları arasında.
ELLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder